Hepiniz merakla doğum günümü nerede kutladığımı merak ediyorsunuz eminim 😀 E o zaman daha fazla merakta bırakmayayım sizi. 🙂 Doğum günüm için aylar öncesinden mekan arayışlarına geçmiştim. Hatta Snapchat ve InstaSnap üzerinden yardım istedim. 30 oluyorum yaa, farklı olsun istedim, sanki 30 olunca ne oluyorsa! 😀 Bir kere müzik kesinlikle olacaklar listesinin başındaydı. Mekan konusunda tek güvendiğim isim arkadaşım Beril. Ona sordum, maşallah bir yerler söyledi dedim bu kadar mekan ne ara açıldı. Mekan arayışı içinde olanlar Beril Adanalı ile iletişime geçebilirler. Yer bulmak garanti! Neyse tabii bu mekanlar arasında fiks menü olarak çalışanlar var. Fiks menü de sevmediğim olay, içen de içmeyen de o fiyatı veriyor ve fiyatlar ateş pahası. Tek kişi 200 TL’ye çıkıyorsunuz. E böyle olunca insan üzülüyor, kimseyi de zor durumda bırakmak istemem. Herkes yediğini, içtiğini ödesin kafa rahat olsun istedim. Daha önce de Beril ile gittiğimiz bir mekan vardı Karaköy’de, Mitte. Alt katı kafa kaldırmayacak müzikler çalıyordu. Üst katta belirli bir saate kadar yemek, sonrası bara dönüşüyordu. 1 ay öncesinden yemek için rezervasyon yaptırdım. Yer bulunmuyor çünkü. İnsanımız eğlenmeyi seviyor. Pastamı çok çok severek her özel günlerde tercih ettiğim, kendi doğum günümde de tercih ettiğim Le Fırın’a yaptırdım. Aşağıda iletişim bilgilerini yazacağım. Çok başarılılar. Pastamı Pinterest’te gezinirken buldum, fotoğrafını yolladım, onlar da yapabileceklerini söylediler. Oldukça sade bir pastaydı, üzerinde “Made in 1986” yazıyordu. 30 oldum yaa, o gün geldi hemen olgunluk, sadelik. 😀
Big Chefs’te yemek yesek daha iyiymiş. Mekan evet şık, ödüllü, tarz; ama ben ve benim arkadaşlar böyle menülere alışık olmadığından yemek seçiminde zorlandık. Ben kuzudan nefret ederim. Her şey kuzudan yapılıyordu. Sırf kuzu eti olsa düz yemek iyi, hepsinin bir sıfatı var: Japon balığı soslu kuzu etinden yanında haşlanmış bulgur üstü ketçaptan pizza. Abartıyorum tabii; ama böyle fazla yeniliğe açık tatların olduğu bir menüydü. Yeniliklere asla açık olamadım. Hal böyle olunca menüde bana uyan tek yemek ev köftesiydi! Hatta Gökçe de benim gibi olduğundan biz 2 problem köfte yedik. 😀
Gelelim alkole. Menüde şaraptan başka bir şey yok. Şarap hiç sevmem. Ne sorunluyum değil mi? 😀 Bar kısmından sipariş verebilirmişiz eğer başka bir şey içmek istiyorsak. Cin tonik istedim ben. İçiyorum içiyorum sprite gibi. İkinciyi söylerken cinin çok az olduğunu söyledim, dikkate alacaklarını söyleyip yenisini getirdi. Ancak o da aynıydı. Hayır önceden içmemiş olduğum bir içecek olsa eyvallah! Neymiş normalde 4 cc mi konuyormuş sizin için 5 koydurdum dedi. Cc falanı geçin koyun siz dedim. (içimdeki Kayserili çıktı ortaya) Bu yazıyı okuyunca da beni alkolik falan sanmayın. Ayda yılda bir kere çıkarım. Onda da ya rakı ya cin tonik içerim. Kızdığım nokta zaten tek bardaktan dudak uçuklatan fiyat alıyorsunuz, bari hakkını verin.
Sonra başladı bangır bangır müzik. Baktım herkesin içi gitmiş. Dedim ki hadi kalkın başka yere gidelim. Bu kadar yetti bana tamam 30 oldum dedim ve daha samimi, daha rahat edebileceğimiz bir mekan olan Bej Karaköy’e geçtik. Her Karaköy’e gidişimde geceyi Bej’de tamamlarım. Kala kala benim Gıybet FM kaldı. Söyledik Türk kahvelerimizi, mis gibi yaptık gıybetimizi. Ohhh dünya varmış! Bangır bangır müzikler, ayakta sallanarak dans ettiğini düşünenler… Yok yokk benlik değil. Mc Donalds’ta kutlarım iyidir.
Ve böylelikleeee bir doğum günümü daha geride bırakmış oldum. Duygularımı paylaşmayacağım lütfen bir önceki yazıma bakın merak ediyorsanız :p Şimdi sizleri doğum günümden karelerle başbaşa bırakıyorum.
Kalın sağlıcakla…
N.A
Takipte Kalın:
Instagram: @nihanakca
Snapchat: @nihanakca
Spotify: @nihanakca
Pastam;
Le Fırın
Instagram: @bengikurtcebe
Göktürk Merkez, Belediye Cad., Eyüp-İstanbul
0 212 322 30 80